Türkiye’nin en önemli tarım ürünlerinden biri olan fındık, hem ekonomik anlamda hem de sosyal açıdan büyük bir öneme sahiptir. Ülkemiz, dünya fındık üretiminin büyük bir kısmını elinde bulundururken, fındık üreticisi de bu süreçte büyük umutlar beslemekteydi. Ancak, son yıllarda fındık fiyatlarındaki dalgalanmalar ve düşüşler, üreticiyi zor durumda bırakmakta ve hak ettiği değeri bulamamasına neden olmaktadır.
Fındık fiyatlarındaki düşüş, yalnızca bir ekonomik sorun değil; aynı zamanda bir yaşam tarzı ve geçim kaynağı meselesidir. Fındık tarımıyla geçinen aileler, yıllarca emek verdikleri bahçelerinden elde ettikleri gelirle ailelerini geçindirmekte, çocuklarını okutmakta ve hayallerini gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Ancak, piyasada yaşanan dengesizlikler ve düşen fiyatlar, bu ailelerin hayallerini ertelemelerine ya da daha da kötüsü, yok olmalarına neden olmaktadır.
Üreticinin maliyetleri her geçen gün artarken, fındık fiyatlarındaki düşüş, onların geçimlerini tehdit eden bir hal almıştır. Gübre, ilaç ve işçilik gibi temel giderlerin artması, üreticiyi zor bir duruma sokarken, fındık fiyatlarının düşmesi, bu zorluğun üstüne tuz biber eklemektedir. Birçok üretici, bu koşullarda tarlalarını terk etmekte veya fındık üretiminden vazgeçmektedir. Bu durum, sadece bireysel bir mağduriyet değil, aynı zamanda kırsal alanların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını gösterir.
Fındık üreticisinin yaşadığı bu mağduriyet, kamuoyunda daha fazla konuşulmalı ve çözümler üretilmelidir. Hükümetin ve ilgili kurumların, fındık fiyatlarını belirleyen mekanizmaları gözden geçirmesi, üretici lehine düzenlemeler yapması gerekmektedir. Üreticinin emeğinin karşılığını alması, tarımsal sürdürülebilirlik açısından son derece önemlidir. Fındığın değeri, yalnızca ekonomik bir ürün olmanın ötesinde, bölgenin kültürel ve sosyal yapısının da temel taşlarından biridir.
Sonuç olarak, fındık fiyatlarındaki düşüş, üreticiyi mağdur eden bir durumdan öteye geçmiştir. Bu konuda atılacak adımlar, sadece üreticilerin değil, tüm ülkenin ekonomik sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Üreticilerin haklarını korumak, onlara destek olmak ve fındığın değerini bilmek, sadece tarımsal bir zorunluluk değil; aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Gelecekte fındık üretiminin sürdürülebilirliği için, bu sorunun çözümü elzemdir. Aksi takdirde, hem üreticiler hem de ülkemiz için kayıplar kaçınılmaz olacaktır. Bizler üretici olarak zorlanıyoruz, geçen yıl mahsüllerimizi daha iyi fiyata sattık. Bu yıl herşey çok fazla maliyetli ama geçen yıla sattığımız fiyatı bu sene göremedik. Üreticiye sahip çıkın, Köye, köylüye, kırsallara sahip çıkın!