Fragmanları ile büyük merak uyandıran, pavyon (müzikhol) hayatınıda; bir parça ele almasıyla hem ilgi çeken hem eleştirilen bir yapım: '' İnci Taneleri" Kısaca değinelim, birincisi, selamlaşmayan, kolay gelsin, günaydın… dendiğinde kaçan ya da cevap vermeyen bir topluma serzeniş var mı? VAR. İkincisi, “Ben içerideyken insanların telefonları vardı, şimdi ise telefonların insanları var. ”Diyerek, birbirinden kopmuş, kutuplaştırılmış, materyalist düzenin parçası olmuş bir topluma ayna tutmuş mu? Oraya da bir serzeniş var mı? VAR. Dünyanın en önemli olan unsuru nedir? Tabii ki" Dil ve Kültür " dili doğru kullanmanın önemine, (-de ve - ki) eklerinin nasıl yazıldığına kadar değinmiş mi? İletişimsizliğin bize verdiği büyük zararlara kadar değinmiş mi? Buna da bir serzeniş var mı? VAR.Hapishane geçmişi olan birinin, hemen nasıl yargılandığını;zengin fakir uçurumunun ne denli büyük olduğunu, pavyon denilen yerlere herkesin geldiğini... Pek çok yarayı, tadında ve lezzetli anlatıyor bu dizi. Ama bizim ülkemizde emin olun, tartışılan sadece pavyon hayatına özendiriyor tartışması olacak. Kaliteli ve gerçekçi tüm yapımlara kıyan bir toplumuz. Bunun sebeplerinide söylerim ama RTÜK beni de kapatır. Yılmaz Erdoğan'ın İnci Taneleri dizisini ilk bölüme bakarak destekliyorum. Bakalım çizgisini koruyacak mı? Ayakta kalabilecek mi? Yoksa eleştirdiği şeylerin bir parçası olarak devam mı edecek? Asıl soru : "Dilber evin barkın yok mu? :)